Fikir, bir şeydir ama her şey değildir.
Girişimcilik, son yıllarda ülkemizde oldukça desteklenmeye başlanan ve neredeyse hemen herkesin en az 1 kez duyduğu bir kavram haline geldi. Artan nüfusumuz, alttan gelen gençler, işsizlik oranları derken Girişimciliğin bu denli revaçta olması çok şaşırtıcı değil doğrusu. Ben de uzun yıllar kurumsal hayatta çalıştıktan sonra yaklaşık 6–7 yıldır Girişimcilik eko sistemi içinde yoğun bir şekilde çalışıyorum. Bu kapsamda en çok yaptığım aktivitelerden birisi de bol bol girişimcilerle görüşmek ve onların çalışmalarını dinlemek oluyor. Bunların benim için çok değerli deneyimler olduğunu söylemeliyim. Bir mentör olarak bu görüşmelerdeki temel amacım ise tecrübelerime dayanarak onlara yardımcı olmak ve olabildiğince onlara doğru olabilecek yolları göstermek oluyor.
Bu zamana kadarki gözlemlerime dayanarak şunu söyleyebilirim ki bazı Girişimci gruplarında Fikir konusunda önemli bir hassasiyet söz konusu.
Girişimci, fikrinin ne kadar orijinal ve enteresan olursa kendisinin de o kadar başarılı olacağını düşünüyor. Zaten bunu da mentörlük görüşmesine başlar başlamaz ilk önce fikrinin ne olduğunu anlatmaya başlamasından anlıyorsunuz. Böyle olunca da Girişimci uzun uzun fikrinden, geliştirdiği çözümün detaylarından ve teknik özelliklerinden bahsediyor. Elbette bu konulara da sıra gelecektir ancak öncelikli olarak ortada çözülmeye değer bir Problem var mı yok mu önce onu konuşmak gerekir.
| Unutmayın ki bir mentörü veya yatırımcıyı en çok etkileyecek nokta çözülmesi gereken önemli bir Problemin varlığıdır.
Eğer bu konuda karşı tarafı ikna edebilirseniz arkası da çorap söküğü gibi gelecektir. Aksine, ortada çözülmesi gereken ciddi bir Problem yoksa veya varlığı çok net olmayan bir İhtiyaç söz konusu ise siz istediğiniz kadar orijinal bir fikre sahip olun veya en mükemmel çözümü geliştirin, sonuç pek parlak olmayacaktır.
| Derler ki var olmayan pazarlar, sizin/ekibinizin ne kadar zeki veya çözümünüzün ne kadar mükemmel olduğu ile ilgilenmez.
Bir başka nokta ise girişimcilerdeki geliştirdikleri çözümün teknik özellikleri ne kadar çok olursa o kadar iyi olur şeklindeki düşünce yapısı. Oysa ki hem finansal açıdan hem de pazara bir an önce çıkmak (zamanlama) açısından bakıldığında ilk başta önemli olan doğru müşteri kitlesinin, gerçekten var olan bir probleminin çözülmesidir. Eğer geliştirilen çözüm ve değer önerisi, pazardaki müşterinin en temel sorununu çözmüyorsa çözümün diğer teknik özelliklerinin, detaylarının da pek bir anlamı kalmıyor. Bu durumda Girişimci harcamış olduğu zaman ve emek ile baş başa kalıyor, hüsrana uğruyor.
| Önce temel problemi çözmeye odaklanın, diğer detayları zaman içinde çözümünüze ekleyebilirsiniz.
Yani 2–3 gündür boğazından tek lokma geçmemiş birisi için öncelikli olan standart bir ekmektir. Kepeklisi, çavdarlısı veya çok tahıllısı gibi çeşitlerini ise karnını doyurduktan sonra düşünmeye başlayacaktır.
Internet’in artık 10–12 yaşındaki çocukların cebine kadar girdiği bir dünyada yaşıyoruz. Bilgiye erişim artık inanılmaz kolaylaştı ve hızlandı. Aklınıza gelen bir fikrin bir başkasının da aklına gelmemiş olması pek olası değil. O nedenle girişimcilere önerim fikrin müthiş orijinal olup olmamasına çok takılmamaları şeklinde oluyor. Bunun yerine pazardaki problemleri, ihtiyaçları çok iyi analiz edip ona odaklanmaları daha yerinde bir yaklaşım olacaktır. Bazen aynı problemi farklı yaklaşımlarla, teknik çözüm veya iş modeli ile karşılayan çok sayıda girişim çıkabiliyor. Bunlar arasından başarılı olacak olan ise pazarın beklentisini en doğru veya en uygun zamanda karşılayan, pazarın ihtiyacını en iyi anlayan girişimler oluyor.
O nedenle fikrinize, çözümünüze aşık olmayın. Aşık olabileceğiniz büyük, gerçek Problemler keşfetmeye çalışın.
Sağlıcakla.
Son yorumlar